Datça diyince herkes tehlikeli yollarından bahsediyor. Biz Akyaka üzerinden gelirken Karaca Köyü'ne bağlanarak geldik. Yol çok virajlı bazı noktalarda oldukça tehlikeli ancak köy yolu öyle güzel ki, çoğu zaman ağaçlar size eşlik ediyor, etrafta tesis/ev hiçbirşey görmüyorsunuz. Çok keyif aldığım bir yolculuk oldu. Hindi Zahra eşliğinde gün batımında dağların ardında batan güneşi takip ederek, virajları keyifle döndük.
Büyük bir yarımada burası aynı zamanda bal, badem, bük dediniz mi üstüne yok. Her yerde badem satıyorlar, bademli kahve, gözleme, köfte aklınıza ne gelirse tabi ki bal da eşlik ediyor:) Birde birbirinden güzel koyları var, hepsi bük olarak geçiyor. Denizciler dar koylara bük diyormuş burda da kayaların dağların arasından geçit bulunup denize girilen her nokta ufak bir koy olunca, alabildiğine bük bulunuyor.
Bölgenin dağlık olmasından deniz kıyısına inmek biraz zor, şehrin deniz kenarına konumlanması ve yokuşlar sebebi ile şehir içi ulaşım biraz zor. Merkez deniz kenarı boyunca uzanmaktadır. Gündüz şezlongların yer aldığı kumsalda akşamları büyük masalar kurulmaktadır. Sahil gece vakti çok güzel görünüyor. Sahil boyunca ağaçlara lambalar takılmış ve ışıl ışıl fener ile sahil süslenmiş. Ayrıca gece pazarı ve Sanatçılar sokağı ile farklı hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Merkezde konaklamak, yemek yemek ve gece daha hareketli olması sebebiyle tercih edilebilir. Sahilde retorantların yanı sıra çay bahçeleri de mevcut. Onlarında yine sahilde bulunan masalarında oturabilirsiniz. Çayın yanına atıştırmalık birşeylerin yanı sıra kahvaltı içinde güzel bir seçenek. Şehir merkezinde yapılaşma devam ediyor, ileride dolup taşabilir, şuan bile araç trafiği ve otopark sorunu var.
Yeni şehir merkezi deniz kenarından tepelere doğru uzanırken, eski datça yerleşim yeri girişte dağın yamacında kalmaktadır. Ufacık bir köy olarak kalan eski datça sokaklarını gezmek acayip keyif verici. Taş binalar, daracık sokaklar ve heryer begonviller ve badem ağaçları ile dolu. Köyün içinde el yapımı süslemeler ve hediyelik eşyalar satılıyor. Köyün girişinde çok keyifli bir kahve var. Köy kahvesi aslında artık cafe olmuş, sabah erken saatlerde gelirseniz, huzurla kahvenizi içebilirsiniz, belli bir saatten sonra ziyaretçi sayısı artıyor ve gürültüden o huzur kayboluyor. Can Yücel Datça'lı, yaşadığı evde eski datçada, içinde hala yaşayanlar var. Ev müze olarak kullanılmıyor bu sebeple yaşadığı sokağı, bulunduğu havayı soluyarak onu bir nebze anlamaya çalışabiliriz. Daracık bir sokağa açılan evin kapısı köy kahvesine bağlanırken merdivenlerden geçip dar bir sokaktan ilerlemeniz gerekiyor. Eski datça evleri ve çiçekleri ile huzur dolu bir mahalle.
Datça merkezden burna doğru ilerlerken birbirine benzeyen ama birbirinden farklı bükler bulunuyor. Merkezden büklere giderken, dağlar deniz kenarından gitmenize izin vermiyor. Şehrin dışına çıkarak ana yoldan bir süre devam ediyorsunuz, yol sonrasında deniz kenarı ile bağlanıyor ve buradan bütün bükleri ziyaret edebilirsiniz. Arabanız var ise gezmek daha kolay, bükler arası mesafe yürünecek gibi değil.
Hayıtbükü; uzun taş bir plajı var. Plajda şezlonglar mevcut. Denizin hemen kenarında, çok sevimli kafeler bulunuyor. Soluklanmak ve atıştırmak için güzel yerler. Biz burda kayalıklara doğru denize giriyoruz. Snorkel yapmayı seviyorsanız, bu bükü çok seveceksiniz. Kayalıkları takip edip, açıklığa dogru gittikçe denizin altından kayalıklar devam ediyor ve masmavi bir su sizi bekliyor. Deniz canlılığı da oldukça fazla. Kırmızı kocaman bir deniz yıldızı ile yavru bir caretta ile karşılaşıyoruz.
Ovabükü; Hayıtbükünden devam ettiğinizde ikince koy ovabükü. Burası da Hayıtbükünden çok farklı değil. Yol artık deniz kenarından devam ediyor ve 3 büyük bükten birinde ya da denize girebileceğiniz noktalarda mola vererek denize girebilirsiniz.
Ovabükünden Palamutbüküne giderken, yolun denizle buluştuğu düzlükte parkedilmiş araçları farkedeceksiniz. Burasıda taşlık, isimsiz bir koy:) yolun altına doğru uzanan iki küçük mağaramsı yapı var, oldukça ufaklar. Deniz çok berrak ve taşlık, güneş çaprazdan batarken, sıcak taşlarda oturup gün batımını izlemek keyif verici.
Akvaryum koyu; Ovabükünden yokuşu çıkarsanız, Palamutbüküne varmadan Akvaryum koyu var. Yine yol kenarına parkeden araçlardan bu noktayı anlayacaksınız. Akvaryum koyu, taşlık ve denize dogru uzanan ufak kayalıklar var. Çocuklar buradan atlayarak eğleniyorlar. Burada işletme yok, genelde civardan piknik için gelmişler, çok fazla çocuk ve genç var. Deniz cam gibi ve yüzmeye doyamıyorsunuz. Güneş batmadan kimse denizden ayrılmıyor. Güneş arkadan batınca burası çok çabuk gölge oluyor.
Palamutbükü, yerleşiminde bulunduğu kocaman bir koy. Burası insanların en çok sevdiği bük. Diğerlerinden farkı daha büyük ve konaklama imkanlarının fazla olması, yazlık beldesi gibi.
Yaka Köy, Palamutbükü girişinden yukarı bir köy yolu çıkıyor. Bu sizi aynı zamanda Datça'ya giden ana yola bağlamaktadır. Yaka köy öyle sevimli bir köy ki, gün batımında tepelere çıkarken, zeytin ve badem ağaçları sizi karşılıyor. Denizden yükselirken dağ manzarası kalbinizi çalıyor. Köy içinde herkes kendi bahçesinden topladığı bademi, zeytini, zeytinyağını satıyor. Köyün tepesinde ise çok güzel bir cafe ve restorant bulunuyor. Buradan dümdüz devam ederek, Datça merkeze 25-30 dk da ulaşabilirsiniz.
Bunlar Datça'ya en yakın ve bir günde gezebileceğiniz koylar. Her gün bir koya giderekte çok güzel zaman geçirebilirsiniz. Datça nın denizi cam gibi ve sıcacık. Sizi hiç üşütmeyen ve dalga olmayan harka sulara sahip. Hem şezlong severlere hem de snorkel yapmak isteyenlere hitap ediyor.
-
Her yerde bal, badem tabelaları görecekseniz. Taze badem ve kekik balı almadan dönmeyin.
-
Ballı ve bademli gözleme, köfte vb yiyeceklerde farklı lezzetleri mutlaka deneyin.
-
Datça merkezde lokma satılıyordu, minik lokmalar nefis görünüyor.
-
Bademli kahvesi çok ünlü, tadına bakmayı unutmayınız. Madem badem diyarı, kavrulmuş badem tozları, sıcak sütte pişiliyor ve bal ile sunuluyor. Sıcacık ve tatlı tadı ile çok lezzetli ama bir kahve değil!
-
Çay bahçelerinde oturup, çayınızı yudumlayın. Kekik, adaçayı ve Narpız çayları çay bahçelerinde taze demlenerek sunuluyor. Taze toplanmış kekik çayı bitki çayı seviyorsanız denemeye değer.
-
Kabak çiçeği dolması, çok meşhur ve tempura yapılmış peynir dolgulu kabak çiçekleri çıtır çıtır servis ediliyor.
-
Keçi sütü dondurmacılarında dondurma yemeden dönmeyin. Adımbaşı dondurma satılan bu şehirde, ev yapımı keçi sütü dondurma bulabilirsiniz. Hangisi doğru söylüyor bilinmez ama bütün dondurmalar keçi sütü ve ev yapımı değil, olan çeşitlerini mutlaka sorunuz.
Datça Mutfağı – Nerede, Ne Yenir?
Yaka Mengen
Konum:Yaka Köy içinde
Zeytin ağaçları altına kurulmuş masaları ile doğa ile içiçe bir mekan. Sahipleri bu sene devralmış ve çok tatlı bir çift işletiyor. Ayrıca çok hayvan dostular, çevredeki hayvanlara sahip çıkıp bakıyorlar. Hodor kedileri ve kapıda yatan köpekleri vardı. Öyle keyifli ve lezzetli bir geceydi ki, kendimize bir hediye gibi. Beklemediğimiz bir mekandı, amacımız karnımızı doyurmakken ruhumuzu doyurduk. Mezeleri mevsimsel değişiyor ve çok lezzetliydi. Yemeklerin ötesinde kendi samimiyetleri, sadelik ve mekanın huzuru çok hoşumuza gitti.
Biz neler denedik;
-
3 renk meze; pancar, havuç, kabak,ceviz ve yoğurtlu bir meze
-
Hardallı börülce; Börülceler hardıllı sos ve maydonoz ile harmanlanmıştı
-
Sirken out kavurması; Lezzetli bir ottu
-
Kabak çiçeği dolması; Tempura kızartılmış, çıtır çıtırdı
-
Pazı Levrek; Pazıya sarılarak pişirilmiş levrek ve yanında sunulan tam kıvamında pişmiş havuç ve patates ve sosu ile harika bir tabaktı.
-
Üzerine de güzel bir tatlı ile geceyi sonlandırdık.
Birer kadeh birşeyler içip, 125 TL gibi bir hesap ödedik.
Kardeşler Pide Kebap
Burgaz .cad. No:54 Datça
Datça'da 2 tane var ve burayı tavsiye ediyorlar. Bu yeri Datça'lı bir çiftten öğrendik. Datça'yı seven çok seviyor ve ayrılamıyorum:) Gitmeden burda lahmacun ve kebap yiyin dediler. Güzel bir yaz akşamında bahçesinde oturup keyif yapmak gibisi yok. Mekan özellikle kalabalık aileler ve çocuklar için harika bir yer. Kocaman bir bahçesi var. Kebap, lahmacun ve künefeleri çok lezzetli. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.
Sami Ustanın Yeri
Konum: İskele Mahallesi, Atatürk Cd. No:38
Datça merkezde trafiğe yeni kapatılan caddenin üzerinde bulunuyor. Bu sokak anladığım kadarıyla 2017'de trafiğe kapatılıyor ve alış-veriş caddesi yapılmak isteniyor. Şehir merkezinin canlanması ve akşam gezmek için güzel bir sokak olmuş. Sami Usta lezzetli köfteleri ile meşhur. Sokağa atılan masaları ile samimi bir aile işletmesi. Yer olmadığından Datça'lı bir çiftte yanımıza oturuyor ve beraber yemek yiyoruz. Sohbet ediyoruz. Datça tavsiyeleri veriyorlar. Mekanı çok sevdiklerini söylüyorlar. Sami Usta'nın eşi ise seneye İzmir'e taşınıcaz kışları burada sıkılıyorum diyor. Umarım taşınmazlar ve Datça böyle bir lezzeti kaybetmez. Hala açık ve yer bulabilirseniz, köftelerini deneyin..
Datça, çevresindeki koylar bu kadarla sınırlı değil, gezebileceğiniz bir çok koy var. Bu koylar Akdeniz'e bakan tarafında kalanlar bir de yarımadanın Ege denizine bakan üst tarafında da bir sürü koy görünüyor. Datça yolu zahmetli olduğundan buraya gerçekten sevenler bu yola katlanıp geliyor ve yol sadece Datça'ya çıkıyor:) Datça gece merkezi gündüz koyları ile keyifli bir tatil için güzel bir alternatif.
Datça-Bodrum Feribotu
Biz Datça'dan Bodrum'a Feribotla geçtik ve 2 saat süren uzun ve dalgalı bir deniz yolculuğuydu. Ufak bir feribot ve zaman zaman dalgaların boyu büyüyebiliyor. Yerliler çok kullanıyor. Merkezdeki ana seyahat ofisinden bilet alarak, buradan kalkan servis ile limana ulaşabilirsiniz.
Bu Seyahatin Rotası;
İstanbul-Akyaka (2 gün) -Datça (2 gün) – Kos (3 gün) – Rodos (4 gün) – Kuşadası (1 gün) – İzmir – İstanbul
2017 yaz tatili rotamız yukarıdaki gibiydi. Datça-Bodrum Feribotunu Kos ve Rodos a gitmek için kullandık. Aracımızı Datça'da bırakıp, dönüşte Datça'dan 1 hafta sonra aldık:) Rodos'tan Marmaris'e gelerek, otobüsle Datça'ya geçtik. Oradan aracımızı alıp, ver elini Kuşadası yapıp orda da denize girdikten sonra İzmir'de düğüne katıldık:)