Yoga Festivali – Kabak Vadisi


Bu sefer ki gezi yazım, kendime yaptığım yolculuk.. Harika bir vadide, sevgi dolu insanlarla geçirdiğim günler. Kabak vadisinde gerçekleştirilen, Dream Yoga Events'in düzenlediği, Dream Yoga Festivaline katıldım. Geçen sene etkinliği görüp, planım olunca, çok üzülmüştüm. Katılacağım ilk yoga festivaliydi, heyecanla yola çıktık. Bizi nelerin beklediğini bilmiyordum. Fethiye'ye otobüsle gittik, sabah merkezden Faralya-Kabak minibüsleri (7 TL) ile vadiye ulaştık. Ama henüz vadiye varmış olmuyorsunuz. Vadiye ya bu noktadan yürüyerek inicekseniz, bu noktada sırt çantanızla gitmeniz gerekiyor. Ya da aşağıya inen araçlar var, 50 TL-araçtaki kişi sayısına bölünüyor. Yollar, engebeli, hoplaya zıplaya iniyoruz. Vadi cenneten bir parça. Türkye'de en sevdiğim yerler, Kaş-Fethiye arası, bu aradaki dağlık ve ormanlık yapı, denizlebirleşince büyüleyici oluyor. Vadi, doğa ile iç içe vakit geçirebileceğiniz, ağaç bungalowlarda ya da çadırda kalabileceğiniz bir ortam. Likya yolu üzerinde olan vadiye, trakking amaçlı gelen, geçerken uğrayanda çok oluyor. Burdanda yürüyüşe çıkabilirsiniz. Likya yolları taşlarla işaretlenmiş ve ama ormanın derinliklerine gittikçe, iş biraz zorlaşıyor. Tedbirli olmakta fayda var. Vadinin büyüleyi havasının keyfini çıkarırken, festival için hazırlanan renkli bez çantalarımızı ve programımızı alıyoruz. Artık plan yapılmalı ve dersler seçilmeli.

Konaklamayı, Lilith Camp'ta yapıyoruz. Ağaç bungalow, biraz tepede, iniş çıkışlar yorucu olsada, atlaya zıplaya keyifle gidip geliyoruz. Lilith'in bahçesi, çalışanları ve barı harika. Yemekleri mükemmel. Hemen gözleme ve kurutulmuş domatesli makarna yiyoruz. Bir yandan hangi derse girsek diye bakınıyoruz. Bu arada kaldığımız süre boyunca kampta harika yemekler yiyoruz. Konaklamaya kahvaltı ve akşam yemeği dahildi. Akşam yemeklerinde çorba için 2.ye sıraya giriliyordu. Yemekler, çeşitli rengarenk. Salataların sosu tam kıvamında. Hem çiğ hem vegan beslenenlere hitap ediyordu. Tıka basa yedik:) Sanki evinizde gibisiniz. Lilith'in restorantı, tepede deniz ve dağ manzaralı, çok sempatik bir yer.

Program çok keyifli ve heyecanlı. Sabah 7'de başlıyor, 3 ana ortak ders var, aralarda da farklı yoga dersleri, aile dizimi, sağlıklı beslenme, terapi dersleri var. Farklı noktalarda aynı anda işlenen derslerden istediğinize katılabiliyorsunuz. Her gün aynı saatlerde gerçekleşen 3 ortak dersin ilki sabah Konstantinos ile başlıyor. Bedeni uyandırmak, nefesle enerjiyi harekete geçirme, güneşin ilk ışıkları ile birlikte çimlerin üzerinde keyifle yapılıyor. Sonra kahvaltı, arada ya dinlenme ya da küçük sınıflardaki derslere katılım.

Öğleden sonraki ilk ders Cameron Shayne ve partnerinin eşliğinde Budokon Yoga. En keyif aldığım derslerden biriydi. Savaşır gibi vücudunun hareketini devam ettirerek yoga yapmak, farkındalığı arttırmak. Cameron, Melayne hareketleri yaparken bize hareketleri nasıl yapmamız gerektiğini anlatıyor. Vücudumuzun aldığı şekil, hareketin devamını sağlamamızı ve bağlamamızı anlatırken, Maleyne bütün hareketleri bir bütünün parçası gibi dans eder gibi sunuyor. Aslında, zihinsel olarak gelişim sağlamadan, yapabileceğine inanmadan, bedeni harekete geçiremeyeceğimizi anlatıp, düzgün yapmamız için her yolu deniyordu. Hareketleri yaparken, ahenk içerisinden çıkıp, Martial sanatçıları gibi davranmamızı öğretmeye çalıştı. 3 gün boyunca, geriye eğilme, ellerimizin üzerinde durmak üzerine farklı akışlar gösterdi. Derslerde hem çok eğlendik hemde fiziksel ve zihinsel olarak çok geliştik. İlk defa ellerimin üzerinde durmayı denedim ve 3. denemede destekle başardım:) İnandım ve yaptım:) Bundan sonra çalışmaya devam..

Güneş batmak üzereyken, Roberto Milletti ve Francesca Cassia ile Odaka yoga zamanı. Kendi sınırlarını eriterek, içindeki enerjinin dışarıya çıkarılması ile bedeni güçlendirmek, tendomları uzatmak üzerine farklı dersler yaptık. İkisinin çok farklı enerjileri var, gücü hissetmek, derinlerdeki duyguları, gücü hissederek hareketle onu toparlamak.

Aralar da, birbirinden keyifli dersler vardı. İlk gün bütün gün derse girdikten sonra 2. günün sabahında yatakta dönemiyordum bile:) Ders aralarında dinlenmek, denizde yüzmek, güneşlenmek lazım:) Tanışmayı en çok beklediğim isimlerden biri Feride Gürsoy'du. Kendisini sağlıklı beslenme üzerine yazdığı yazılarla tanımıştım, sebze suyu sıkmaya ve içmeye bilmesede onunla başlamıştım. Aile dizimi çalışmasına katıldık. Alan teorisinden yola çıkarak ifade edilmemiş duyguların açıpa çıkması ile bir farkındalık yaratmayı hedefliyor. Geçmişee bağlılık, duygu akışı ile farklı bir tecrübeydi.

Ulli'nin Ayurveda ve sağlıklı beslenme üzerine sohbetlerine katıldım. Yogada hareket, masal ve yazı terapileri, Devrim Hoca ile beraber Yin Yoga, Serdar Hoca ile Aşk Yogası.. Kalan zamanlarda yüzüp, yürüyüş yapıp dinlendik.

Her akşam ayrı bir aktivite vardı. İlk akşam bahçede yakılan ateş etrafında Yoga üzerine sohbet, ikinci akşam Judith ile masal gecesi. Yakılan ateş etrafında toplanıp, masal dinlemek çok keyifliydi. Masallardan çıkmış gibi. Judith Malika Liberman,  başucumda duran, her akşam rastgele açıp bir masal okuduğum, 'Masal Terapi' kitabının yazarı. Fransız şivesi ile anlattığı öyküler, soguk gecede bizi keyiflendirdi. Dans ve Müzik geceleri yapıldı. Çetin Çetintaş ve Mathieu ile yapılan Yoga Sutraları üzerine sohbet ve Mantra söylerek geçirdiğimiz akşam unutulmazdı. Çetin Hoca'nın esprili anlatımı ile Sutralar hakkında bilgi edindikten sonra, 'çal kemancı' 🙂 esprisi ile mantralara geçiş çok keyifliydi. İki gruba ayrılarak, Mathieu Boldron'nun sınıfı bölmesi ile yaratılan ses cümbüşü mantralar eşlinde sonsuz bir döngüye dönüşüyordu. Çok eğlenceli bir akşam geçirdik. Çetin Hoca ile sabah meditasyonu güne iyi bir başlangıçtı.

Anlayacağınız baştan sona, büyük bir etki bırakan bir etkinlikti. Kendinizi tanımak (bu ne diceksiniz? İnsan kendini tanımaz mı? Kendimizden bile sakladığımız duyguları açığa çıkarmak, hissetmek diyebiliriz.), yogaya bir adım daha atarak, sadece spor yapma amacımın dışına çıkması, yoga ile kendi benimin ve zihnimin sınırlarına ulaşıp, zihnimi temizlemeyi, hayatı bir an olsun durdurmayı öğrendim. Durabildim. Telaş, koşturmaca olmadan sadece kendime ayırdığım zaman dilimi. İyi ki gitmişim, büyük bir değişimin başlangıç noktası gibi hissediyorum. Kısa zamanda bedenim güçlendi, bakış açım ve yargılarım değişti. Sarılmayı, sevmeyi yeniden öğrendim.

Mayıs, 2016