Chalkikidiki 1. gün – İpsala sınırı

 

Bayram tatilini yıllık iznimizle birleştirip solugu 3 .kez
Yunanistan da aldık. Almak için bayağı çabaladık. kriz sebebiyle vize
başvurularını iptal eden Yunanistan, vize için bizi biraz uğraştırdı. Derken
eşyalarımızı hazırlayıp, yola koyulduk ve o da ne sınırda uzun bir sıra. Önce
pasaport ardından araç kontrolünden sonra araç çıkışı yaparak Türkiye
sınırından çıkmamız 2 saati buldu. Daha sonra sınırda biriken araçları görünce
olamaz İpsala köprüsü boyunca sıra mı var diye panik yaparken, baktık ki
sayıyla araç yolluyorlar. Herkes sıcaktan sıkılmış ve çaresiz:( köprü de esen
rüzgara kendimizi bırakalım derken bu sefer komşunun sınırında sıraya
giriyoruz. Bütün Türkler bayramda Yunanistan'a akıt ediyor. 1 saatte burada
bekledikten sonra otobandayız. Burdan sonra 380 km yolumuz vardı ve 4 saat
veriyordu birşey kalmamıştı ama bütün günümüz kapıda beklemekle geçmişti.
otoban çift şerit ve boş hız sınırı 130, yollar düz çok fazla dönmüyor, çok
rahat. Toils diye adlandırdıkları ve otobanlardan ücret aldıkları gişeler var,
bu gişelerden kavalaya kadar 1 tane mevcut ve küçük araçlar için 2.40 euro ödüyorsunuz.
Kavala bizim her sene severek uğrayıp kahvemizi içi kurabiyemizle keyif
yaptığımız mola noktası. Kavala ya 15:30 civarında geliyoruz, Carrefour
üzerinde yer alan otoparka park ediyoruz. 1-2 saat için 50 sent ödüyorsunuz.
Bir baktık ki her yer kapalı. Tahminimce 14 yada 15:00 kadar çalışıyorlar
genelde. Daha önceleri hep cumartesine denk geldiği için öyle olduğunu
düşünürken buranın genel hali böyleymiş.
 

Arada keşfettiğimiz Allotino Cafe de
birşeyler için harika kavala kurabiyelerinden yiyoruz. Ispanaklı börekleri de
harika. Yunanistan'ın en sevdiğim yanı, biryere gittiğinizde su herşeyden önce
masanıza geliyor. Sizi bir serinletiyor. Hemde ücret almadan, sormadan..
Kahvelerle beraber suyu görünce yüzüm gülüyor. Sevniyorum. Birşeyler atıştırıp
yola çıkıyoruz. (Merak edenler için; Frappe 2.5 euro, 1 dilim üçgen şeklinde
ıspanaklı börek 2.5 euro, 4 adet kurabiye 1.60 euro) Burada limana inerken
köşede bir kahve dükkanı var, mis gibi kahveleri var, geçerken almayı ihmal
etmeyin! kapalı oldugu için bu sefer alamıyoruz, dönüşe saklıyoruz. Bu
dükkandaki yaşlı teyze yıllar önce Türkiye'den göç etmiş, hala çok iyi türkçe
konuşuyor. Cafe deki kız bizim Türk olduğumuzu anlayıp, hesabı öderken bize
teşekkür ederim diyor:) Şaşırarak ayrılıyoruz. Yolumuza devam ediyoruz, Selanik
yönünü takip ederken yol ayrımına geliyoruz, Asprovolta ya gelince Stavros
yönünü takip ediyoruz. Daha sonra ileride tabela sizi yönlendirecek, Chalkidiki
diye köy yolundan içeriye sapıyorsunuz. Biz sithonia adasına gideceğimiz için
Polygyrou yolunu takip etmek yerine yol ayrımına gelince oradan ayrılıp, Agiou
Nikolaou younu takip ediyoruz. Derken deniz görnüp adaya yaklaşıyoruz ama
yorgunluktan bayılmak üzereyiz. Bu sene otelimizi Vourvourou'dan ayırttık.
Karidi beach bizim bu adadaki en sevdiğimiz yer olunca oraya yakın olmak
istedik. Burası Neo Marmaras ya da Sarti gibi merkezi olan bir yer değil. Akşam
çıkıp dolaşıp, merkezde gezip sahilde oturamazsınız. .ama bizim gibi denizden
geç gelip, yemek yiyelim derseniz, zaten ancak 11 oluyor:) Burada otellerin alt
kısımlarını da restorant olarak düzenledikleri için yemek yiyecek yer bulması
sıkıntı olmuyor.

 

 

Paris Restorant geçen senelerde gittiğimiz bir yerdi. Aynı
garsonlar, aynı mekan ama değişen menü ile daha iyi hizmet veriyorlar. Gün
batımını izleyebileceğiniz denize sıfır bu restorantta aradığınız birçok şeyi
bulabilirsiniz.  Bizim menümüz;
Fried zucchini (kızartılmış kabak) – 4 euro
Paris Salad (roka ve yeşilliklerle domates ve kurutulmuş domates karıştırılarak balsamic eklenmiş lezzetli bir salata) – 5.5 euro
Grilled sardines – 6 euro
Red mullet (1 tabakta 3 adet orta boy barbun) – 12 euro
Bu arada birçok restorantta tatlı yada meyve yada dondurma ikram ediliyor.
Fiyatlarını fikir sahibi olmanız için yazıyorum.